14 Ocak 2020 Salı

Chernobyl Mini Series/Çernobil Mini Dizi

 26 Nisan 1986 da Ukrayna Pripyatta bulunan, yirminci yüzyılın en büyük nükleer santral kazasını konu alan her biri bir saat olmak üzere toplam beş bölümlük bir dizi. Diziyi izlemeden önce ilkokulda bir ders için verilen ödevde bolca araştırma yaptığımı hatırlıyorum Çernobil hakkında. Tabi çoğunlukla unutmuşum. İzlemeden önce ufak araştırmalar yaptım, konuyu üstünkörü taradım. Fakat dizi, araştırmalarımdan bambaşka bir bakış açısına sahip. Facia esnasında bölgede görevli olan bilim insanı Valery Legasov'un ses kayıtları kaynak alınarak olayın arka sahnesi anlatılıyor.

Bir HBO dizisi olan Chernobyl'in ilk bölümü Legasov'un bir ses kaydından kesit ve son ses kaydını gerçekleştirip tüm ses kayıtlarını saklaması, ardından bir sigara içip kedisini besledikten sonra intihar etmesi ile başlıyor. Daha sonra iki yıl öncesine giderek Lyudmilla'nın bulantıları ardından patlamanın gerçekleşmesi ve patlamanın Lyudmilla'nın evinden nasıl hissedildiği detayı ile devam ediyor. Buradan sonra Legasov'un başlangıç konuşmasında bahsettiği Dyatlov ile tanışıyoruz. Çekirdek yok, patladı deniyor. Dyatlov bunu yalanlayarak reaktöre su verilmesini emrediyor. Sanırım patlama olasılığı olmadığını düşünüyorlar o zaman için. İlk bölümde hem mühendisler hem de itfaiye çalışanları ağızlarına metal tadı geldiğinden bahsediyor. 
Ulana Khomyuk, bunun radyoaktif iyot toplanması dolayısıyla bir çeşit hastalık (hatta tiroid kanseri) içinde olma durumundan kaynaklandığını söylüyordu. Tüm dizi boyunca gördüğümüz kusmalar da bunun bir sonucu. Bu arada Khomyuk, o dönem Legasov'a yardım için çalışan bilim insanlarını temsilen oluşturulmuş kurgu bir karakter. Bana kalırsa tüm bilim insanlarının tek vücutta birleştirilmesi ilginin dağılmasını önlemiş, konu bütünlüğünü sağlamış. İlk bölümde radyasyonun cildinde sebep olduğu kanamalardan ölmek üzere olan bir çalışanın, yanına gelen arkadaşından sadece sigara istemesi beni yaralamıştı. Ve "it's over" dedi. "Buraya kadarmış." Bir anlığına kendimi onun yerinde düşünmemi sağladı.
Legasov'un olaylara dahil olduğu zamana kadar konu hakkında hiçbir fikri olmayıp statüsü olduğu için konuşan, partinin durumunu öne koyan ve diğerlerini bu şekilde yönlendiren otorite konumundaki insanlardan tiksindim ve buradan ders çıkarılması gereken çok şey olduğunu gördüm. Bir bölümde Legasov olayın vahametini Gorbaçov'a üç işçiyi öldürmek için izin istiyoruz sözleriyle ifade etti. Ve bunu 400 maden işçisi, ardından robotla temizleme girişimi başarısız olduktan sonra çatıdaki grafitleri temizleme işi emredilen birçok insan takip etti. Yangına müdahale eden itfaiye çalışanları santralin çalışanları kadar kritik durumdaydı. Bunlardan bir tanesinin eşi olan Lyudmilla hamileydi önce eşini, doğum yaptıktan sonra ise kızını 4 saat içinde kaybetti. Olayın olduğu gece yangını köprüden izleyen insanların hepsi hastalığa yakalandı. Şehir boşaltıldı. Şehir boşaltıldıktan sonra hayvanlar katledildi. Bu sahnelerde yavruları olan köpeğin öldürülmesine ayrıca dokunulmuş ama benim için en başından beri tüm hayvanlar gözümde bir bebekti. 
Okuduğum yabancı bazı kaynaklara göre Dyatlov çernobilden yıllar önce radyasyona maruz kaldığı için oğlunu lösemiden kaybetmiş. Kendisi de on yıl sonra radyasyona bağlı organ yetmezliğinden hayatını kaybetmiş.
Dizide patlamadan bir gün önce terfi konuşmaları olan bir sahne gösteriliyor. Midem bulandı. Dyatlov, olay anında kendinden çok emin bir şekilde astlarına  emirler verirken onları aşağılarken mahkemede ben orada değildim tuvaletteydim dedi. Legasov mahkemede Viyana'da yaptığı açıklamanın yalan olduğunu söyleyerek patlamada devleti suçlayarak kendi sonunu hazırladı. Fakat devlet, ihmallerini ancak Legasov'un intiharından sonra ciddiye almış.
Sonuç olarak; patlama devletin ihmali, Dyatlov'un hırslı kişiliği ve bu karakteri dolayısıyla deneyimsiz+eğitimsiz personelin güvenlik testi üzerinde çalıştırması ile gerçekleşiyor. Kayıtlara geçen ölüm sayısının çok üzerinde sonuçları var ve SSCB'nin dağılmasında etkisinin büyük olduğu konuşuluyor. Diziyi çok beğendim ve mutlaka izlenmesi gerektiğini düşünüyorum. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder