Roman okumayalı epey olmuştu. Bu süreyi Denizadamı ile sonlandırmak istedim.
Bu kitapta iki kardeşin öyküsü anlatılıyor. Sert gerçeklikle yazarın denizden gelen yaratık ile somutlaşan o yumuşacık hayal dünyası bir arada. Okurken sanki ana kahraman Nella oldum ve zaman zaman okumaya devam ederken çığlıklar atmak geldi içimden.
Özetle İsveçli bir ailenin yaşamı anlatılan bu kitapta kardeşlerden birinin adı Nella, diğeri küçük olan Robert. Anne ve babadan yana inanılmaz bir talihsizlik yaşayan Nella ve Robert'ın günlük yaşamda, okul yaşantılarında yaşadıkları zorluklardan buna rağmen ebeveynlerinin ilgisiz davranışlarından bahsediliyor. Bir yanda sabıkalı ya da çoğunlukla hapiste olan bir baba, diğer yanda ise alkolik bir anneyle başa çıkmak zorunda olan Nella bir yandan Robert'ın okul durumuyla da ilgileniyor hem anne hem abla oluyor ona.
Okuldaki problemli çocuklardan bir grubun işlediği suça (hatta vahşet demek daha doğru olabilir) tanık olan Nella'nın başı belaya giriyor. Bunların üstesinden gelmeye çalışırken kardeşi Robert'ın okula gitmesi için daha motive olacağını düşündüğü için ona blucin ve bir çift "Stan Smith" ayakkabı çalıyor. Nella Robertla dalga geçen çocuklara ve kardeşinin öğrenme zorluğuna rağmen ona okulu sevdirebilmek için çaldı. 😔Her şey çok kötüye gitti Nella ve Robert'ın hayatında. Hani bir şeyler iyiye doğru gitmeden hemen önce en dibi bulursunuz ya belki de öyle oldu onların hayatı. Sonrasında kitabın isminde de olduğu gibi denizden gelen bir mucize ile olayların seyri değişti ve son buldu. Sonu da alışılmışın dışındaydı. Gülümseten şeyler oldu. İyi okumalar^^
