25 Kasım 2019 Pazartesi

Tarihi Asansör ve Kırkmerdiven Kafe

Bir şehri sokaklarında yürümeden keşfedemeyeceğimizi söylüyor İlber Ortaylı. İzmir'in güzel sokaklarından bir tanesi tarihi asansörü de içine alan Dario Moreno sokağı. 
Asansör'ün tarihi 1907 yılına dayanıyor. 155 basamak merdiven uzunluğunda iki caddeyi birbirine bağlıyor bu güzel yapı. Dario moreno müzikleri ve muhteşem manzarasıyla insanın ruhuna dokunuyor. İzmir'in güzelliklerini ortaya koyuyor. Bir diğer güzel yanı ise asansör sayesinde bu sokakta ve hemen yan sokaklarda eski evlerden oluşan muhteşem kafeteryalar. Önceleri hemen dario moreno sokağında girişte ilk sağa çıkan yoldaki Taş ev'de oturur kitabımı okur içeceklerini denerdim. Şimdilerde ise hemen yan sokakta keşfettiğim Kırkmerdiven kafede kahve içmeyi tercih ediyorum. Bu kafeye renkli merdivenlerden çıkılabildiği gibi dario moreno sokağında ilk sol sokaktan yürüyerek de ulaşılabiliyor ve sokak manzarası muhteşem olduğu için bu yolu kullanmanızı şiddetle tavsiye ederim. Rengarenk fotoğraflar elde etmeniz mümkün. 
Kırkmerdiven kafe self servis, zengin tatlı ve kahve menüsüyle, uygun fiyatları ve deniz manzarası sayesinde favoriniz olacak. Kahvenizi içtikten sonra ise Konak tarafına yürüyebilir gün batımının tadını çıkartabilirsiniz.

(Sokak manzarasından örnekler)
(Sokak manzarasından örnekler 2)
(Kafenin manzarası)

23 Kasım 2019 Cumartesi

Sade/ce Tüketim Olgusu Üzerine

"Fazlası, daha fazlası, hep daha fazlasını istemek insanın doğasında mı var, yoksa çağımızın salgın bir hastalığı mı? " 13 yazarın kaleminden çıkmış bu kitap tüketim olgusu üzerine 13 farklı bakış açısından denemeler sunuyor. Bir denemede iktisat tarihi açısından bir diğer denemede tasavvufi penceresinden gerçekten bu kadar tüketmek zorunda mıyız? sorusuna cevap buluyoruz. Sadeleşmenin etkileyici dünyasına dokunuyoruz kelimelerle. Daha önce marie kondo ile sade bir hayat sürmek için istekli olmaya başlamıştım, şimdi bu kitap ile fikirlerim derinleşti. Sanki sağlamlaştı. Sevdiğim dizelere yer vererek kitabı neden okumalısınız, ifade etmeye çalışacağım.

"Günümüz bireyine mükemmel insanlar ve mükemmel yaşamlar sunularak, kendisine ait olanlardan bazen de bizzat kendisinden memnun olmaması; tamamlanmayı ya da farklılaşmayı arzulaması istenir. Aslında burada yapılan niyetli bir yönlendirme ile benlik imajı sorgulamasıdır. "Ben kimim?", "Kim olmak istiyorum?", "Diğerleri tarafından nasıl algılanıyorum?" ve "Nasıl algılanmak istiyorum?" sorularına verilecek cevaplar gerçek ve ideal benlikleri ve aralarındaki algısal mesafeyi tanımlamamızı sağlar. Burada üzerinde durulması gereken konu, gerçek ve ideal benliklerimiz arasındaki mesafenin yarattığı gerilimdir. Olduğumuzu düşündüğümüz kişiden çok farklı birisi olmak istiyorsak, mutsuz olmak için çok nedenimiz var demektir. Olmak istediğimiz kişi bizden ne kadar uzakta ise, mutsuzluğumuz da o kadar dramatik olacaktır."

"Bireyin gerçek ve ideal benlik imajları arasındaki dengenin korunması ya da buradaki gerilimin azaltılması, tüketimcilik ideolojisinin kesinlikle istemeyeceği bir sondur."

"Bireyin kendini ifade etme çabasında, tüketim nesnelerine ve onlar tarafından yaratılan sembollere duyduğu ihtiyaç da güçlenmektedir. Bireyin kimliği geleneksel kabullere göre elde edilen bir şey olmaktan çıkmış, birer tüketici oldukları gerçeği temelinde, seçtikleri tüketim nesneleriyle meydana getirilmeye başlamıştır."

"Reklam mesajları da dahil olmak üzere tüm bu mesajlar bize, "nasıl birisi olmamız gerektiğini" ya da "nasıl birisi olmayı istememiz gerektiğini" söyler."

"Moda, sadece neyin moda olduğunu söyleyerek bireyi yönlendiren bir sistemdir."

"Dünya nüfusunun dörtte üçü yetersiz ve niteliksiz beslenerek geri kalan dörtte birini beslemek için çalışıyor, küresel gıda sisteminin ürettiği gıdayı ödeme gücü olan gelişmiş ülkeler tüketiyor. Gıda, sosyal teminatı olması gerekirken daha çok siyasi ve politik bir silaha dönüşüyor."

"İsraf ve aşırılıklar, nefsimize hakim olamayışımızdandır."

"Çünkü dünyada birçok insan açlık çekerken müsrif olan, nefsinin esiridir."

21 Kasım 2019 Perşembe

İtalyan mutfağı mı desem İspanyol mu? Damak Tadı ♡

Türk mutfağına bayılırım ama başka mutfakların tadına da bakmak isterim neden olmasın. ♡
Bugün evde olmanın keyfini evdeki malzemelerle bruschetta ve son dönemin popüler tatlısı san sebastian ile çıkardım. 
Bruschetta normalde taze fesleğen ve mozarella peyniri ile oluyor ama ben bugün enfes pesto sosu ve top peynir kullandım. Tam buğday ekmeğimi dilimleyerek kızarttım üzerine pesto sosu sürerek peynir ve domatesle süsledim. Özellikle çayın yanında gerçekten enfes. 

 Bugün tatlı olarak san sebastian cheesecake hazırladım. İnternetteki tarifler genelde kalabalık kişiler için hazırlanmıştı. Ben malzemelerin yarısını kullanarak iki kişilik hazırladım. Tatlım için; 

  • 200 gram labne ya da krem peynir
  • bir çay bardağı şeker
  • iki yumurta 
  • vanilya
  • bir çorba kaşığı un 
kullandım.

Önce peynirle şekeri şeker eriyinceye kadar çırptım. Ardından yumurtaları ekleyerek çırpmaya devam ettim. Vanilya ve unu ekledim biraz daha çırptım. Kelepçeli kalıba döktüm. 180 derecede yarım saat pişirdim. Kalıbım biraz büyük ve malzemem az olduğu için san sebastian'ım ince oldu. Ama lezzetini etkilemiyor bu durum. Çikolata veya meyve sosu ile süsleyerek servis ettim. Bayıldım gerçekten! İki tarifim de beş çayı için muhteşem tatlar. Bonne apetit ♡

9 Kasım 2019 Cumartesi

11.22.63 Bir Zaman Makinemiz Olsaydı!

Bir zaman makinem olsaydı hangi yıllara dönmek isterdim? O yıllarda neler  olurdu? Bir insanın hayatında değişiklikler yaparak bir takım kötü anıları silebilir ve onları yeniden yaşayabilir miydim? Peki ya dünyada neler yapabilirdim? Ülkem için yolunda gitmemiş bir şeyleri değiştirebilir miydim?
İlk bölümünden itibaren tüm bu sorulara yanıt arayan bir Stephen King romanı uyarlaması 11.22.63,
oyunculuğunu çok başarılı bulduğum (ve sanki 30 yaşlarında görünmüyor mu?) James Franco'nun başrol aldığı dizi. Bir dolaba giriyorsunuz, ki Al buna tavşan deliği diyecek, dolabın sonu geçmişe çıkıyor. James franco yani geçmişteki ismiyle Jack Amberson Amerika'nın geleceğini değiştirmek için J.F. Kennedy suikastini önlemeye çalışacak. Dolabın sonunda 60'lar Amerikası insanlarını, giyim tarzlarını, saç biçimlerini, konuşma ve dans biçimlerini yakından inceleme fırsatımız oluyor. Özellikle ilgimi çeken birkaç toplumsal olay, umumi tuvaletin bile beyaz insanlara özel olmasıydı. Ten rengi ayrımı çok belirgindi ve bir benzin istasyonu çalışanı siyahi müşterisini kovmaktan beter ediyordu. Jack Amberson'un ırkçılığa karşı tutumları ve Sadie'e duyduğu sevgi, kurgusu haricinde özellikle diziye bağlanmamı sağlayan etkenlerdendi. Diziye başlarken  Previous series Of 112263 kısmından sonra duyduğum başlama müziği bile beni heyecanlandırmaya yetiyordu müzikler dizi ile bütün oluşturmuş diyebilirim bu açıdan. Çok sevdim. Yalnızca izlerken sonu hakkında olduğundan daha farklı öneriler sunuyordum kendime. Şimdi, 
izlerken birkaç diyaloğu not aldım ve burada paylaşarak yazımı bitirmek istiyorum. Mutlaka izlenmeli dediğim tek sezon sekiz bölümden oluşan bir dizi kendisi. 
"Fakat dikkatli davran. Kimseyle fazla yakınlaşma sonu hiç iyi gitmiyor. Geçmiş değişmek istemiyor. Bazen onu senin ittiğini hissediyorsun. Hissediyorsun bunu, bir şeyleri değiştirmeye yaklaştığında. Bunu anlatmak zor fakat yaşayınca göreceksin. Geçmişi allak bullak edecek bir şey yaptığında geçmiş de seni allak bullak ediyor."

"Özürler şeytan tüyü gibidir bay Amberson, yeterince güzellerdir ve hızlı serpilirler fakat çok fazla önemleri yoktur."

"-O'na değer veriyor musun?
+Evet.
-O halde ilk önce onu düşün. Onun hayatındaki önemli şeyleri koru. "

"Bay Amberson insanlara gerçeği söylemeyi reddettiğinde onların haysiyetini de reddedersin."

"Buradayım çünkü sana dair her şeyi seviyorum. Sana geçmişte ne olmuşsa veya gelecekte ne olursa olsun, sorun değil.
Çünkü karşımda duran kişi, bir mucize.
Sen bir mucizesin."

1 Kasım 2019 Cuma

hayatı sadeleştirmek için Derle,Topla,Rahatla

 Yaşadığımız yer kişiliğimizden, ruhumuzdan yansımalar taşır. Tercihlerimizi net bir biçimde ifade eden bir alandır. Düzenli olmak; bana kendimi çok iyi hissettirir ama bunu nasıl başaracağımı bilemiyorum. Siz de topladıktan sonra dönüp arkama baktığımda dağınıklıkla karşılaşıyorum diyenlerdenseniz japon toplama ve düzenleme sanatı ile tanışalımm.😊 hayatı sadeleştirmek için derle, topla, rahatla. 
Çocukluğundan beri bolca derleme toplama ev düzenleme dergileri okuyan ve uygulamaya çalışan sonra da profesyonelleşip bunu bir iş'e çeviren yazar Marie Kondo, rehber niteliğinde bir kitap yazmış bu bilgileri paylaşmak için.
Derli toplu, düzenli olabilmek için öncelikle fazlalıklardan kurtulmayı yani "atmayı" ardından saklama işini nasıl nerede yapabileceğimizi açıklıyor kitabında. Her şey aşama aşama ilerliyor Önce ne yapmamız gerektiğini daha sonra nasıl yapacağımızı açıklıyor ilgi çekici bir şekilde. Özellikle kıyafetleri askılamak yerine katlamayı tercih ediyor. Onlara dokunmanın enerji akışı sayesinde iyileştirici bir gücü olduğuna inanıyor. Çorapları top top yapmanın onları deforme ettiğini söylüyor ve yeni bir yöntem sunuyor. 
"Atma" konusunda zorlandığımızda kıyafetlerle geliştirdiğimiz duygusal ya da bilgisel boyutu kendimize sorular sorarak çözümlememizi ve daha sonra verdiği haz durumunu ölçerek karara varmamızı öneriyor. Dolabımızın bir köşesinde bulunan atmaya kıyamadığımız ama aynı zamanda kullanmaya da fırsat bulamadığımız her eşyanın israf olduğuna dikkat çekerek gerekirse başka kimselere hediye edilebileceğini söylüyor. Böylece bu eşyalar hediye ettiğimiz kişinin elinde değer buluyor ve mutlu bir döngü yaratmış oluyoruz. 
Benim için kitabın en önemli soru cümlesi "Geçmişe olan bağlılığım mı yoksa geleceğe dair duyduğum korku mu bunu atmama engel oluyor?" olmuştu. Eşyalarımı çoğunlukla bir anısı olduğu için ya da gelecekte ona ihtiyaç duyabileceğim korkusuyla elden çıkaramadığımın farkına vardım. Bazen "ya bu da çok abartı olmuş" dediğim oluyordu ama gerçekten psikolojik yaklaşımda da işe yarar çözümleri vardı yazarın, okumaktan ve uygulamaktan keyif aldım diyebilirim.
Eğer okumaya ve ardından uygulamaya karar verirseniz yazıları pekiştirici youtube videoları olduğunu paylaşmak isterim. Konmari metodu başlıklı birçok video ve örnekler bulabilirsiniz. :-)