30 Ocak 2020 Perşembe

"Şahane Hayat" filmi ve bi' kitap "Allah De Ötesini Bırak"

Bu tür kitaplar son derece yozlaşma içinde olduğundan, tam olarak araştırılmadan, normatif verilere dayanmadan çoğunlukla kendince yorumlamalar veya sadece bir gruba göre doğru olanın ifade edildiği için okumaya çekindiğim kitaplar. Zaman zaman araştırarak ön inceleme yaparak kitaplar seçip okuyorum ve Uğur Koşar'ın Allah de ötesini bırak kitabı da bunlardan biri oldu. Kitabın genel olarak bir motivasyon kitabı olduğunu düşünmekteyim. Daha ilk sayfalarında toplumun bizlere aktardığı "korku" duygusu hakkında görüşlerini "Toplum sana Allah'tan korkmanı söyler, oysa korkunun olduğu yerde sevgi asla yoktur." cümlesiyle ifade etmesi kitabın beni kendine çekmesini sağladı. Kitap; birçok sayfada tefekkürden bahsediyor. Ve aktarmaya çalıştığı görüşlerini Hz. Muhammed ve Hz. Musa, Hz. Ali'nin sözleri ile içinde bulundukları toplumla etkileşimlerinden doğan deneyimleriyle destekliyor. Çok önemli bir kısmı kadın ve kadına verilmesi gereken değer ile detaylandırarak farkını ortaya koyuyor. Yazar, kitapta sık sık nasıl dua edilmesi gerektiğini anlatarak Allah'ın isimlerini nasıl kullanabileceğimiz konusuna da ışık tutuyor. Meleklere imanı vurgulayarak, son zamanlarda çarpıtılan ve meleklere yüklenilen yaratıcı vasıfları konusunda olan yanlış inançları da bu kitapta dillendiriyor. Zihnimizi tanımamız gerektiğini, zihnimizi tanımazsak bize nasıl oyunlar oynadığını fark edemeyeceğimizi en önemlisi, nasıl tanıyacağımızı aktarmaya çalışarak bu konuda ufak ipuçları da veriyor. 
Yine önemli gördüğüm kendini değersiz hissetme,kendine önem verme konularına da değiniyor. Bu konuda bir video da izlemiştim geçtiğimiz haftalarda. Youtube'da Güçlü Psikoloji kanalından bildirim gelmişti. Video'nun başlığı Yaşamak artık anlamsız diyorsan ve dibi görmüşsen lütfen bu videoyu izle! 
Bu videoda "It is a wonderful life" filminden bahsediliyordu. Filmin ana kahramanı George Bailey, hayata devam etmenin anlamsız olduğunu hatta kendisi olmasaydı hatta hiç doğmasaydı eşinin ve çocuklarının daha mutlu yaşayacaklarına inanmıştı. Hayatına son vermek istiyordu. Tanrı, George için bir melek görevlendirdi film başlarken meleğin görevlendirilme konuşmaları geçiyor ve beni çok güldürdü bir o kadar da etkilendim. Meleğe George'tan bahsedilirken Tanrının en önemli hediyesini atmak üzere olduğunu söylediklerinde o da hemen yaşamını! diye cevaplıyor. Gerçekten oldukça etkileyici. Film süresince melek George'un hayat hikayesini izliyor ve ardından intihar edecekken denize kendini atıp yardım isteme sahnesi var, ya çok gülüyorum ben oraya 😂 Bu da tanışma sahneleri. Melek, yaşlı bir adam görünümünde. George'un onu alıp bara götürdüğünde etrafa gülümsemeleri vs. bu adam role biçilmiş kaftan!
Melek, George'a eğer o doğmasaydı yaşamın, dünyanın nasıl olacağını gösteriyor. Eğer George olmasaydı küçük kardeşi Harry'i 9 yaşında düştüğü suyun içinden kimse kurtarmayacak ve Harry ölecekti. Eğer olmasaydı arkadaşları çok daha farklı yerlerde olacaktı. Karısı hiç evlenmemiş olarak yaşlanacaktı ve çocukları zaten olmayacaktı. Eski patronu yanlışlıkla bir çocuğu zehirleyecekti ve bu sebeple yıllarca hapis yatacaktı.
Filmin sonunda oldukça duygulandım. Mutlaka izlenmesi gereken, keyifli bir film. 1946 yapımı olması ayrı hoş :) 

Eğer dibi gördüğünüzü hissediyorsanız, yok olmak istiyorsanız, bensiz hayat nasıl olurdu ki, hiç değerim yok diyorsanız, bu film size iyi gelebilir benden söylemesi... 

26 Ocak 2020 Pazar

Aile Olmak "Moritanya" Belgeseli

Dünya gezegeni evrende küçük bir noktadan ibaret. Ancak diğer gezegenlerden bir farkı var. Dünya cennetten kovulan Hz. Ademle Hz. Havva'nın misafirhanesi. İlk misafirlerin çocukları tüm yeryüzüne yayıldı. Betondan evler ve devasa şehirler inşa ettiler.
Bu misafirhanenin her bir köşesinde hala birbirinden farklı hayatlar yaşanıyor. Yaşam, ilk günden beri sürekli değişiyor.
Hümeyme'nin bir evi yok, akrabalarının verdiği bu barakada yaşıyor. 4 çocuğuna ve felçli kayınpederine bakmak zorunda. Çünkü kocası uzun süredir hasta. Tedavi olmak için gittiği şehirden aylardır dönmedi. Moritanya'da 20 hastane var. İnsanlar tedavi olmak için yaşadığı yerden uzaklaşmak zorunda.Ve hayatında hiç şehir görmemiş yüz binlerce insan var.

Hümeyme ailesinin geçimini sağlamak için dikiş nakış yapıyor. Fakat çoğu zaman malzeme alamıyor. Bu yüzden her gün köyün nispeten daha varlıklı ailelerine temizliğe gidiyor.

Yıllardır bu işi yapmasına rağmen oğlu Hafız'ın istediği çantayı alamayan Hümeyme sadece evlere giderek temizlik yapmıyor. Köylülerden topladığı çamaşırları da yıkıyor.
Çamaşır makinesi, elektriğin ayda birkaç defa geldiği bu çöl için elbette uygun değil.
Hümeyme dikiş nakış için gerekli malzemeyi toparlayıp oğlunun istediği çantayı alabilmek için para biriktiriyor.
Hümeyme'nin oğlu Hafız'ın büyük hayalleri var; bir çantaya sahip olmak. Ders bitip herkes dağıldığında Hafız, öğretmene ödeyecek parası olmadığı için medresenin işlerini yapmak zorunda. Bazen öğretmeni için su taşıyor, bazen de temizlik yapıyor.

Video'da bir tüccar deve eşliğinde gelerek Hümeyme'den en sevdiği elbiseyi satmak için alıyor. Satıp parayı geri getirdiğinde Hümeyme, tüccarın yapacak olduğu ödemeye ekleme yaparak ona bir sipariş listesi veriyor. Ne zaman gelirsin? diye sorduğunda inşallah diyor tüccar, 1-2 aya gelirim. İnşallah diyor, fazla uzamaz. İki tarafın arasında geçen diyaloğun seyri ve gösterdikleri sabır beni oldukça etkiledi. Bu arada kıt yiyecek ürünleri arasında keçilerine karton ve su ile hazırladıkları yem de beni oldukça düşündürdü. Bu belgesel bana çok şey kattı. İzlemek isteyenler için link bırakmak istiyorum.
https://www.youtube.com/watch?v=7KmwqT4N1t4&list=WL&index=130

14 Ocak 2020 Salı

Chernobyl Mini Series/Çernobil Mini Dizi

 26 Nisan 1986 da Ukrayna Pripyatta bulunan, yirminci yüzyılın en büyük nükleer santral kazasını konu alan her biri bir saat olmak üzere toplam beş bölümlük bir dizi. Diziyi izlemeden önce ilkokulda bir ders için verilen ödevde bolca araştırma yaptığımı hatırlıyorum Çernobil hakkında. Tabi çoğunlukla unutmuşum. İzlemeden önce ufak araştırmalar yaptım, konuyu üstünkörü taradım. Fakat dizi, araştırmalarımdan bambaşka bir bakış açısına sahip. Facia esnasında bölgede görevli olan bilim insanı Valery Legasov'un ses kayıtları kaynak alınarak olayın arka sahnesi anlatılıyor.

Bir HBO dizisi olan Chernobyl'in ilk bölümü Legasov'un bir ses kaydından kesit ve son ses kaydını gerçekleştirip tüm ses kayıtlarını saklaması, ardından bir sigara içip kedisini besledikten sonra intihar etmesi ile başlıyor. Daha sonra iki yıl öncesine giderek Lyudmilla'nın bulantıları ardından patlamanın gerçekleşmesi ve patlamanın Lyudmilla'nın evinden nasıl hissedildiği detayı ile devam ediyor. Buradan sonra Legasov'un başlangıç konuşmasında bahsettiği Dyatlov ile tanışıyoruz. Çekirdek yok, patladı deniyor. Dyatlov bunu yalanlayarak reaktöre su verilmesini emrediyor. Sanırım patlama olasılığı olmadığını düşünüyorlar o zaman için. İlk bölümde hem mühendisler hem de itfaiye çalışanları ağızlarına metal tadı geldiğinden bahsediyor. 
Ulana Khomyuk, bunun radyoaktif iyot toplanması dolayısıyla bir çeşit hastalık (hatta tiroid kanseri) içinde olma durumundan kaynaklandığını söylüyordu. Tüm dizi boyunca gördüğümüz kusmalar da bunun bir sonucu. Bu arada Khomyuk, o dönem Legasov'a yardım için çalışan bilim insanlarını temsilen oluşturulmuş kurgu bir karakter. Bana kalırsa tüm bilim insanlarının tek vücutta birleştirilmesi ilginin dağılmasını önlemiş, konu bütünlüğünü sağlamış. İlk bölümde radyasyonun cildinde sebep olduğu kanamalardan ölmek üzere olan bir çalışanın, yanına gelen arkadaşından sadece sigara istemesi beni yaralamıştı. Ve "it's over" dedi. "Buraya kadarmış." Bir anlığına kendimi onun yerinde düşünmemi sağladı.
Legasov'un olaylara dahil olduğu zamana kadar konu hakkında hiçbir fikri olmayıp statüsü olduğu için konuşan, partinin durumunu öne koyan ve diğerlerini bu şekilde yönlendiren otorite konumundaki insanlardan tiksindim ve buradan ders çıkarılması gereken çok şey olduğunu gördüm. Bir bölümde Legasov olayın vahametini Gorbaçov'a üç işçiyi öldürmek için izin istiyoruz sözleriyle ifade etti. Ve bunu 400 maden işçisi, ardından robotla temizleme girişimi başarısız olduktan sonra çatıdaki grafitleri temizleme işi emredilen birçok insan takip etti. Yangına müdahale eden itfaiye çalışanları santralin çalışanları kadar kritik durumdaydı. Bunlardan bir tanesinin eşi olan Lyudmilla hamileydi önce eşini, doğum yaptıktan sonra ise kızını 4 saat içinde kaybetti. Olayın olduğu gece yangını köprüden izleyen insanların hepsi hastalığa yakalandı. Şehir boşaltıldı. Şehir boşaltıldıktan sonra hayvanlar katledildi. Bu sahnelerde yavruları olan köpeğin öldürülmesine ayrıca dokunulmuş ama benim için en başından beri tüm hayvanlar gözümde bir bebekti. 
Okuduğum yabancı bazı kaynaklara göre Dyatlov çernobilden yıllar önce radyasyona maruz kaldığı için oğlunu lösemiden kaybetmiş. Kendisi de on yıl sonra radyasyona bağlı organ yetmezliğinden hayatını kaybetmiş.
Dizide patlamadan bir gün önce terfi konuşmaları olan bir sahne gösteriliyor. Midem bulandı. Dyatlov, olay anında kendinden çok emin bir şekilde astlarına  emirler verirken onları aşağılarken mahkemede ben orada değildim tuvaletteydim dedi. Legasov mahkemede Viyana'da yaptığı açıklamanın yalan olduğunu söyleyerek patlamada devleti suçlayarak kendi sonunu hazırladı. Fakat devlet, ihmallerini ancak Legasov'un intiharından sonra ciddiye almış.
Sonuç olarak; patlama devletin ihmali, Dyatlov'un hırslı kişiliği ve bu karakteri dolayısıyla deneyimsiz+eğitimsiz personelin güvenlik testi üzerinde çalıştırması ile gerçekleşiyor. Kayıtlara geçen ölüm sayısının çok üzerinde sonuçları var ve SSCB'nin dağılmasında etkisinin büyük olduğu konuşuluyor. Diziyi çok beğendim ve mutlaka izlenmesi gerektiğini düşünüyorum.