21 Ocak 2023 Cumartesi

İnsanın acısını insan alır | Şükrü Erbaş ♡

 Kadın parmaklarını birbirine doladı çözdü, doladı çözdü... Sevişmenin hemen ardından, insanın bütün damarlarını dolduran o bulantıya benzer pişmanlığa ne demeli peki, dedi. Bıçak gibi gülümsedi başucundaki adam. Bedenin doğası ile toplumun ahlakı arasında soluk almanın ete kemiğe bürünmüş zorluğuydu. İçine karışmamış bir sevinç gösterebilir misin, dedi. 





Devletin dilencilerle olan o vahşi ilişkisini görmekten sevgiyi de acıma duygusunu da yitirdim, dedi en genç olanları. İnsanın varlığına bir saldırı bu. Elimden ayağımdan utandırdılar beni. Kendisini öpmemi isteyen sevgilime bile tepki duyuyorum artık. İnsanların ilgi ve güven dilendiği bir devletin ne onuru, ne iyiliği, ne de varlığının bir değeri olabilir. 


Kuş taşlayarak, köpek döverek, kedi yakarak büyüyen çocukların ülkesinde polislerin kahraman olmasından daha doğal ne olabilir. 


Aklı ve sevgisi olmayan bir toplum ya önünü iliklemekte ya da şiddeti şehvetle sevmekte bulacaktır özgürlüğü.


Ey karşılıksız içtenlik, her aşkın üzerinde oturduğu kaide sensin, bilirim.


Geceyi seyrede seyrede öğrendim ki ışık insanın içinde yanmıyorsa yüzüne vurmuyor. 


Kime aşkı sorduysam ikinci cümlesi bir evdi.


Annem, babamın yerine de sevdi beni. Hohlayıp hohlayıp sildi acımı. Ben gittim bir başka erkeğe inandım. Korkuyla zedeledi beni. Babamın bıraktığı yıkıma şiddeti ekledi. Annemi anladım. Kendisini sevmeyenin acısı da olmazdı öfkesi de... 


İnsanın bir ömrü, gökkuşağının yedi rengi vardı ve dünyadan başka dünya yoktu. Annemi bir daha sevdim. 


İçtenliğimden aldım en çok yarayı.


Bir hapishane resmine mi benziyorum? Sizin özgürlüğünüzden daha onurludur bu, ey ruhunu borsada çitileyen çoğunluk. 


Yalnızlığı ne kadar geniş bir alana yayarsan yay, ne kadar uzak bir zamana ertelersen ertele, acısı ve ağırlığı azalmıyor. Çünkü insan, yüreğini göğüskafesinde yapayalnız taşıyor.