"Günümüz bireyine mükemmel insanlar ve mükemmel yaşamlar sunularak, kendisine ait olanlardan bazen de bizzat kendisinden memnun olmaması; tamamlanmayı ya da farklılaşmayı arzulaması istenir. Aslında burada yapılan niyetli bir yönlendirme ile benlik imajı sorgulamasıdır. "Ben kimim?", "Kim olmak istiyorum?", "Diğerleri tarafından nasıl algılanıyorum?" ve "Nasıl algılanmak istiyorum?" sorularına verilecek cevaplar gerçek ve ideal benlikleri ve aralarındaki algısal mesafeyi tanımlamamızı sağlar. Burada üzerinde durulması gereken konu, gerçek ve ideal benliklerimiz arasındaki mesafenin yarattığı gerilimdir. Olduğumuzu düşündüğümüz kişiden çok farklı birisi olmak istiyorsak, mutsuz olmak için çok nedenimiz var demektir. Olmak istediğimiz kişi bizden ne kadar uzakta ise, mutsuzluğumuz da o kadar dramatik olacaktır."
"Bireyin gerçek ve ideal benlik imajları arasındaki dengenin korunması ya da buradaki gerilimin azaltılması, tüketimcilik ideolojisinin kesinlikle istemeyeceği bir sondur."
"Bireyin kendini ifade etme çabasında, tüketim nesnelerine ve onlar tarafından yaratılan sembollere duyduğu ihtiyaç da güçlenmektedir. Bireyin kimliği geleneksel kabullere göre elde edilen bir şey olmaktan çıkmış, birer tüketici oldukları gerçeği temelinde, seçtikleri tüketim nesneleriyle meydana getirilmeye başlamıştır."
"Reklam mesajları da dahil olmak üzere tüm bu mesajlar bize, "nasıl birisi olmamız gerektiğini" ya da "nasıl birisi olmayı istememiz gerektiğini" söyler."
"Moda, sadece neyin moda olduğunu söyleyerek bireyi yönlendiren bir sistemdir."
"Dünya nüfusunun dörtte üçü yetersiz ve niteliksiz beslenerek geri kalan dörtte birini beslemek için çalışıyor, küresel gıda sisteminin ürettiği gıdayı ödeme gücü olan gelişmiş ülkeler tüketiyor. Gıda, sosyal teminatı olması gerekirken daha çok siyasi ve politik bir silaha dönüşüyor."
"İsraf ve aşırılıklar, nefsimize hakim olamayışımızdandır."
"Çünkü dünyada birçok insan açlık çekerken müsrif olan, nefsinin esiridir."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder